Her Zarafet Bir
Mücadele İle Başlar
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk erkeği, Avrupa’nın salonlarına yalnızca bir takım elbise ile değil; yeni bir düzenin net ve kararlı duruşuyla girdi. O dönemin omuz çizgisinde, yakasındaki disiplininde ve kumaşındaki sade asalette İstanbul’un zanaat kültüründen süzülen yepyeni bir karakter gizliydi.
Bugün Gentilissimo, bir zamanlar eski bir Levanten ustanın bir Türk ailesine emanet ettiği o zarafet mirasıyla yeniden hayat buluyor; her dikişte, her formda Türkiye’nin Avrupa’daki tarihsel prestijini modern dünyaya hatırlatıyor. Çünkü bazı kıyafetler giyilmek için değil, bir milleti doğru ve layıkıyla temsil etmek için taşınır.
marka isminin
tarihsel KÖKENİ
Gentilissimo ismi, 19. yüzyılın sonunda Pera’da yaşayan Levanten bir terzinin kullandığı eski bir unvandan gelir. Ustalar arasında, sadece işçiliği değil; karakteri, duruşu ve zarafet anlayışıyla örnek olan genç çıraklara “gentilissimo” denirdi yani “zarafetin en üst hâlini taşıyan kişi.”
Bu unvan, Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul’un modernleşen Türk aileleri tarafından benimsendi; çünkü kelimenin kökünde yalnızca Latince-İtalyanca bir zarafet değil, medeniyetin, görgünün ve ahlâkın en yüksek hâli saklıydı.
Bugün Gentilissimo adı, o Levanten ustanın bir Türk ailesine emanet ettiği mirasın anlayışının modern dünyadaki devamıdır. Bir markanın veya sıfatın değil, bir duruşun adıdır.
